Bu sefer hiçbir ülke bizim haberimiz yoktu diyemez!

Source: The Denver Post
Source: The Denver Post

(Abdulhakim Idris)

Çin Komünist Partisi’nin Doğu Türkistan’da Müslüman Uygurlar, Kazaklar ve diğer Türk topluluklarına yönelik olarak gerçekleştirdiği soykırıma dur diyenlere her geçen gün bir yenisi daha ekleniyor. Ancak dünyanın bir çok ülkesinde siyasiler, Çin’in kanlı para ile büyüttüğü ekonomik sistem uğruna seslerini çıkarmıyor. Ancak bu ülkelere en iyi cevabı İngiliz Parlamenter, Siobhian McDonagh veriyor. İşçi Partisi üyesi McDonagh, “Bu sefer hiçbir ülke haberimiz yoktu diyemez!” diyor.

İngiltere’de 133 parlamento üyesi Çin Büyükelçisi Lui Xioming’e Doğu Türkistan’da Uygurların maruz kaldıkları zulüm karşısındeki endişelerini dile getiren bir mektup yazıyor. Siobhain McDonagh tarafından kaleme alınan mektupta, 2017 yılının Nisan ayından beri 1,8 milyon Müslüman Uygurun toplama kamplarında tutulduğu hatırlatılıyor. Mektupta, araştırmacı Adrian Zen tarafından yayınlanan Uygur kadınların zorla kısırlaştırılmasından, anne karnında çocukların öldürülmesine kadar bir çok konuya dikkat çekilirken bu yöntemler “Uygur halkına karşı sistematik ve hesaplanmış etnik bir temizlik programı” olarak değerlendiriliyor.

Başbakan Boris Johnson’a harekete geçmesi için çağrıda bulunan mektupta dünyanın artık bu gerçeği görmezden gelemeyeceği vurgulanıyor. “İnsan hakları ihlallerine dair böylesine ezici kanıtlar sunulduğunda kimse görmezden gelemez. Birleşik Krallık’taki Parlamenterler olarak bizler bu zulmü kesinlikle kınadığımızı ifade etmek için bu mektubu yazıyor ve bunun derhal sona ermesi için çağrıda bulunuyoruz” deniliyor mektupta.

İngiltere’den parlamento üyesi 133 kişinin imza attığı bu mektup aynı zamanda diğer ülkelere de örnek olması açısından dikkat çekiyor. Bu kapsamda Fransa Devlet Başkanı Emmanuel Macron’un 30 Fransız parlamenterin mektubuna cevaben Çin’in politikaları hakkında, “Bütün bu uygulamalar asla kabul edilemez. Çünkü İnsan Hakları Uluslararası Sözleşmesinde yer alan evrensel ilkelere aykırı şekilde hareket ediyorlar. Bu nedenle onları en güçlü şekilde kınıyoruz” açıklamasını önem arz ediyor.

Ancak, Çin’in Doğu Türkistan’da Uygurlara, Kazaklara ve diğer Türk topluluklarına soykırım uygulamasına, Hong Kong’da demokrasi karşıtlarına yönelik baskıcı yeni yasal düzenlemeler getirmesine daha çok ülkenin siyasileri seslerini yükseltmeli. Özellikle, sadece Müslüman olmanın gereği olarak ibadetlerini yerine getiren, sünnet olduğu için sakal bırakan, çocuklarına Kur’an-ı Kerim öğreten, hatta sadece ‘Esselamü Aleyküm’ diye mesaj attığı için toplama kamplarına gönderilen bu mazlum millete en çok İslam ülkelerinin yöneticilerinin sahip çıkması gerekiyor.

Halkına sokakta başını örtme yasağı getiren İran’ın dini liderlerinin ve politikacılarının, Uygur kadınların başlarının zorla açtırılmasına karşı çıkanlar arasında ilk sırada olması bekleniyor. Bugüne kadar her zaman mazlumların yanında olan Pakistan halkının seçip meclise gönderdikleri milletvekilleri ve parti yöneticileri, hemen yanı başlarındaki soykırıma temsil ettikleri halkın istekleri doğrultusunda ‘yeter’ demeli. Uygur öğrencilerin, İslami ilimleri öğrenmek için merkez kabul ettikleri Mısır’da başta Ezher Üniversitesi ve devlet adamları, çocuğuna Kur’an-ı Kerim öğretti diye Uygurları hapse atan Komünist Dikta ile iş birliklerini gözden geçirmeli.

İngiliz Parlamenterin dediği gibi bugün soykırıma dair kanıtlar artık inkar edilemez ve hiçbir ülke haberim yoktu bahanesine sığınamaz. Unutulmamalıdır ki günleri kaleme alacak olan tarihçiler, siyasileri Çin’in Uygurlara yaptığı soykırıma karşı çıkanlar veya onun kanlı parası karşılığında susanlar olarak iki gruba ayıracaktır!

 

Share

Facebook
Twitter
LinkedIn
WhatsApp

Campaign for Uyhgurs

We defend the human rights of uyghur people and the free world by exposing and confronting the chinese government's genocide, and empowering uyghur women and youth in the diaspora.