(Abdulhakim IDRIS) Son günlerde spor dünyasının iki dev ismi arasında ilginç bir tartışma yaşanıyor. Amerikalı ünlü basketbolcu LeBron James ile İsveçli futbolcu Zlatan İbrahimoviç arasındaki tartışmada son olarak James “yanlış gördüğüm şeyler hakkında hiçbir zaman susmayacağım” diyor. Dünyanın en ünlü basketbolcularından biri kabul edilen James’in bu sözleri şüphesiz bir alkışı hak ediyor. ‘Yanlış gördüğü her şeyler hakkında susmayacak’ olan James’e haklı bir soru yöneltmek gerekiyor. Peki, James, Çin’in Doğu Türkistan’da Uygurlara yönelik soykırımı hakkında ne zaman konuşacak?
Amerika’nın başkenti Washington DC’de mutlaka görülmesi gereken müzelerden biri Afrika Tarihi Müzesi’dir. Bu müzede Afrika’dan köleleştirilip Avrupa’ya ve Ameri kıtasına getirilip köle olarak kullanılmasının acı tabloları yer almaktadır. İnsanlık tarihinin kara lekelerinden biri olan kölelik düzeni bugün yeniden hortlatılıyor. Çin Komünist Partisi, Doğu Türkistan’da milyonlarca insanı köle gibi fabrikalarda çalıştırılıyor. Uygurlar, Kazaklar, Kırgızlar ve diğer halklardan insanların köle gibi kullanıldığına raporlar uluslararası kuruluşlar tarafından yayınlanıyor. Amerika’da bir dönem Afrika kökenlilerin maruz kaldığı ayrımcılık bugün hem işgal altındaki Doğu Türkistan’da hem Çin’in diğer bölgelerinde Afrika kökenlilerin dışlanması hatta saldırıya uğraması ile karşımıza çıkıyor. Peki bu zulümler neden Amerikan Basketbol Ligi’nin (NBA) yıldızı LeBron James tarafından yanlış görülmüyor.
Avustralya Stratejik Politika Enstitüsü (Australian Strategic Policy Institute – ASPI) tarafından geçen yıl yayınlanan raporda on binlerce Uygur’un batılı şirketlere üretim yapan fabrikalarda köle gibi çalıştırıldığı duyuruluyor. ASPI’nin raporunda Uygurların köle gibi çalıştırılmasından yararlanan şirketler arasında bir tanesi dikkat çekiyor. Nike, Amerika’nın en büyük spor giyim markalarından biri. Aynı zamanda ‘yanlış gördüğü şeyler hakkında susmayacak’ olan James’in en büyük sponsorlarından biri. Forbes dergisinden yayınlanan bir haberde, James’in Nike ile ömür boyu destek anlaşmasını 2015 yılında imzaladığı belirtiliyor. James’i 64 yaşına kadar destekleyecek olan bu anlaşmanın kümülatif toplam değerinin 1 milyar doları bulduğu belirtiliyor. James’in Nike ile ilk yaptığı anlaşmanın tutarı ise 90 milyon dolar civarında. İşte bu noktada yazının başlığındaki soruyu bir kez daha sormak gerekiyor. Eğer James yanlış gördüğü her şey hakkında konuşmaktan vazgeçmeyecekse, ki bu toplumsal sorumluluk açısından önemli ve desteklenmesi gereken bir durum, Çin’in Uygurları köle gibi çalıştırılması hakkında da bir şey söyleyecek mi? Yoksa, milyar dolarlık sponsorluk anlaşması nedeniyle Nike’ın zorla işçilik düzeninden faydalanmasını veya Uygurların tıpkı Amerika’ya veya Batıya zorla getirilip köleleştirilen Afrikalılar gibi köleleştirilmesini yok mu sayacak?
Eğer James, Portland Trail Blazers maçı sonrasında dediği gibi ‘halkıyla ilgili’ susmayacaksa ve toplumsal adaletsizlikle ilgili konuşacaksa Çin’de yer alan Afrika kökenlilere yönelik, Covid-19 sonrasında yaşanan saldırı ve tacizlerle ilgili de konuşmuş mudur? Mesela Uygur Hareketi’ne (Campaign For Uyghurs – CFU) Komünist Çin rejiminin zulmüne tanıklık eden Afrika kökenli gencin şu söylediklerine bir yorum yapmış mıdır? “Dışarı çıktığında sürekli olarak saklanmak zorunda kaldığın bir ülkede yaşamak gerçekten zor. Çinlerin, yabancı öğrencileri hem kabul edip hem de onların hayatını zorlaştırmalarındaki amacının ne olduğunu gerçekten bilmiyorum. Çin’de bir yabancı olarak yaşamak cehennemde yaşamak gibi.” James, ayrıca Afrika ülkelerinin çağrısına destek verip Afrika kökenlilere sahip çıktığını gösterip, onlarla birlikte Çin’e yanlış yapıyorsun demiş midir?
“Sporla yetinmeyeceğim çünkü bu platformun ve sesimin ne kadar güçlü olduğunun” farkındayım diyen James’e bir soru daha sormak gerekiyor. Çin Komünist rejiminin yüzbinlerce Doğu Türkistanlı kadını toplama kamplarına sürüp onların saçlarını kesmesi, bu saçlardan yapılan takma saçların Amerika’ya kadar satılması, kadınların zorla kısırlaştırılması, çocukların anne karnında öldürülmesi, genç kızların zorla evlendirilmesi Amerika Dışişleri Bakanlığı, Kanada ve Hollanda Parlamentoları tarafından ‘soykırım’ kabul ediliyor. Ancak, kendi devletinin ‘soykırım’ kabul ettiği Çin zulmüne karşı James susuyor. O zaman James’in o güçlü sesi konu Çin olunca kısılıyor mu? Çin’in ve Çin’in kurduğu kölelik düzeninden faydalanan Nike gibi şirketlerin sponsorluğu ile akıtılan milyonlarca dolarlar James’in sesinin gücünü sıfırlıyor mu? Kısacası Pekin’in üzerine kan bulaşmış paraları Lebron James gibi ünlüleri satın mı alıyor?
Lebron James ve diğer ünlü oyuncular bugün dünyada yaşanan sorunlara ilişkin koydukları tavır uluslararası kamuoyu açısından tabi ki önemli. Ama dünya tarihi ikinci bir kez soykırım vahşeti ile karşı karşıya iken, Çin’in bu zulmüne ses çıkarmayanlar gelecekte ‘yanlış olduğunu gördü ve sustu’ diye tarihe geçecek.