Hoşgeldin Onbir Ayın Sultanı!

Yarın onbir ayın sultanı ramazanın ilk günü. Ramazan ayı fazileti, merhametiyle evlerimize huzur getirecek. Ancak Çin Komünist Partisi tarafından suç sayıldığı için Uygur’lular bu mübarek ayı kutlayamamaktadir. Bu akşam ilk sahurumuzu yaparken, aynı durumda olmayan Uygurları hatırlayalım. Bu mübarek ayı ahlâksızlık ve suç olarak göstermek için hapishane kamplarına atılan, acı çektirilen, yetersiz beslendirilen, istismar edilen, hasta, zayıf ve beyni yıkanan insanları unutmayalım.

Ramazan, ailelerle birlikte olmak ve vakit geçirmek zamanıdır fakat bu maalesef bir çok Uygurun sahip olamadığı bir lüks. Günlük yaşamları kendilerini, ailelerini ve arkadaşlarını düşünmekten sıkıntı, korku ve endişe ile doludur.

Bir çoğugumuz, özellikle bu manevi ayda, dini hayatımızı dilediğimiz gibi yaşamak, rahatlıkla oruç tutmak ve bu mübarek ayın tadını çıkarmak isteriz. Maalesef Uygurlu kardeşlerimiz bu rahatlığı yasayamamaktadir. Yarım milyondan fazla Uygur genci zaten Doğu Türkistan’dan Çin anakarasına gönderilmiş ve zorla çalıştırma tesislerinde çalışmak üzere kölelere dönüştürülmüştür. Ve bunlar olurken de bu kardeşlerimiz maalesef dünyayı rahatsız eden COVID tehlikesine maruz kalmışlardır. Bu virüsü saklayarak milyonlarca insanın hayatını tehdit eden Çin, bizi evimize kapatan küresel bir salgın haline getirdi. Aynı zamanda kendilerini insani yardım yapıyor olarak gösterip, dünyadan gerçeği saklayarak yabancı ülkelere hatalı ekipman ve tıbbi malzeme sağladılar.

Uygur kadınları tecavüze uğruyor ve zorla Han Çin’lileri ile evlendiriliyor. Bu arada, aileleri zorunlu çalışma tesislerinde ve toplama kamplarında hapsedilen çocuklar devlet idaresi altındaki yetimhanelere yerleştiriliyor.

Çin İslam’a karşı bir savaş yürütüyor; Uygurlar dinlerini, kültürlerini, dillerini ve tarihlerinden vazgeçmek zorunda bırakılıyorlar. İslam ve Uygur kültürünün en ufak belirtilerinin sergilenmesi ve uygulanması yasaklanmıştır. Dua etmek, oruç tutmak, Kur’ân okumak ve hatta “As-Salaam-Alaikum” demek gibi barış dini olan Islam’i bir tür aşırılıkçılık olarak tasvir edip yasaklıyorlar. ÇKP Islam’i, müslümanları toplama kamplarına yerleştirerek ve onları Çin propagandası ve sahte hikayeler aşılayarak “tedavi etmeye” çalıştığı “akıl hastalığı” olarak tanımlanmaktadır. Bu olaylar , ÇKP’nin sözde “mesleki eğitim merkezleri” olarak adlandırdığı toplama kamplarında hapsedilen 3 milyon Uygur’un yaşadığı gerçeklerdir.

Doğu Türkistan’da Ramazan’ı yaşayanlara zulmetmenin yani sıra, Çin virüsü tüm dini kutlamalarimi etkiledi. Çin’den gelen bu virüs nedeniyle, Ramazan ayına Cuma namazı ve Teravih Namazı kilinmadan başlandı.

Müslümanlar sevdikleriyle birlikte oruçlarını açamaz oldular. Cin bu virüsü dünya çapında bir salgına, inkar ederek, konuşanları cezalandırarak, dünyadan saklayarak dönüştürdü.Yıllar boyunca Doğu Türkistan’daki tüm Uygurların dini hakları reddedildi, özellikle de Ramazan ayını yaşamalarına izin verilmedi. Diasporadaki Uygurlar sevdiklerine ‘Hayırlı Ramazan’ diyemezlerken, ayrıca 2017’den beri ne bir telefon ne de mesaj yoluyla iletişim kurmalarına izin verilmedi.

Oruç bize sabırlı olmayı, mücadeleyi, imkanı olmayanları anlamayı hatırlatır. Biz kendimizi daha az şanslı olanların yerine koyduk. Sizden de aynısını bekliyoruz. Ailelerinden koparılmış Uygurları, barış dini Islami yaşadıkları için zulüm görenleri ve suçsuz bir şekilde hapsedilenleri hatırlayın.

Uygur Hareketi Director’u Rushan Abbas “Sizden bu ramazan boyunca Uygurları unutmamanizi istiyorum. Bu virüsle zor zamanlardan geçtiğinizi biliyorum. Ancak, özgürlük ve hakları için bize güvenenleri unutmamalıyız. Kişinin Allaha’a inanması, dinini yaşaması, orucunu tutması ve dua etmesi en doğal hakkıdır. Rabbimden sevgi, kardeşlik, muhabbet, kucaklaşma ve Ramazan ayını hakkıyla idrak etmemizi diliyorum.” dedi.

Sizden, korku ve endişeyle dolu olan bu belirsiz zamanlarda, ne kadar şanslı olduğumuzu görmek, şükretmek için bir dakikanızı ayırmanızı, Uygurların durumu hakkında daha fazla bilgi edinmenizi, insanlık için üzerinize düşeni yapmanızı ve bu davaya katkıda bulunmanızı rica ediyoruz. 21. yüzyılda, kardeşlerimizin yasadagi bu olayları görmezden gelip, sessiz kalamayız.

Uygurları dualarınızdan eksik etmeyin ve olabilecek her manada desteklemeyi ihmal etmeyin. Uygur Hareketi, hepinize mutluluk, barış, ve refah dolu bir Ramazan diliyor.
Allah yar ve yardımcınız olsun.

Share

Facebook
Twitter
LinkedIn
WhatsApp

Campaign for Uyhgurs

We defend the human rights of uyghur people and the free world by exposing and confronting the chinese government's genocide, and empowering uyghur women and youth in the diaspora.