Bugün dünyada üretilen pamuğun dörtte biri Çin’in işgal ettiği Doğu Türkistan topraklarında kumaşa dönüşüyor. Hemen hemen herkesin dolabındaki en az bir kıyafet, Çin Komünist Partisi’nin zulmü altında inleyen Müslüman Uygur Türklerinin köle gibi zorla çalıştırılması ile üretilip dünyaya dağıtılıyor. Dünyanın artık hem özgürlükleri hem de emekleri Çin tarafından gasp edilen Uygurları sahip çıkmasının zamanı.
Doğu Türkistan’daki zorla çalıştırılma üzerine bir haber yayınlayan South China Morning Post internet sitesi Uygurların maruz kaldığı baskıya bir kez daha dikkat çekiyor. Gazete, dünyanın önde gelen markalarının, Çin’den çıkan ve bütün dünyayı etkisi altına alan virüs nedeniyle oluşan ekonomik yavaşlamanın, Pekin Hükümetine baskı kurmak için fırsat sunduğuna dikkat çekiyor. Haberde, son kullanıcı olan tüketicilerin polislik yapmasının zor olduğu vurgulanıyor. Haberde yer alan bilgilere göre, dünyada üretilen ham pamuğun dörtte biri Doğu Türkistan’da kurulu fabrikalarda kumaşa dönüşüyor. Aralarında, Muji, Uniqlo, H&M, Esprit ve Adidas gibi ünlü markaların bulunduğu yüzlerce global şirket, Çin komünist partisinin Uyguları zorla sürdüğü toplama kampları ve bu kamplarda kalanların çalıştırıldığı fabrikalardan ürün alıyor.
Uyguların fabrikalarda zorla çalıştırılmasına dair bu yılın başlarında bir rapor yayınlayan Avustralya Stratejik Politika Enstitüsü’nün araştırmacılarından Nathan Ruser, “Eğer Çin ile pamuk işi yaparsanız burada zorla çalıştırılma ile bir üretim yapılmadığından emin olamazsınız. Bugün Doğu Türkistan’ın neredeyse tamamına hakim olan sistem sonucunda bütün tedarik zincirlerinin zorla çalıştırılma ile ilişkisi var” değerlendirmesini yapıyor. Amerika ile Çin arasında artan gerilim nedeniyle, ABD’li şirketlerin konfeksiyon şirketlerinin Doğu Türkistan’daki faaliyetlerinin sistematiğini değiştirecek adımların atıldığına dikkat çekilen makalede, Kongre’nin Pekin Hükümetine yaptırım uygulamasına dair onayladığı yasa da hatırlatıyor. Hem Amerikan Kongresi’nde hem de Senatosu’nda büyük bir çoğunlukla onaylanan yasa Başkan Trump’un masasında ve yakında imzalanması bekleniyor. Diğer taraftan yine Kongre tarafından yeni bir yasa daha hazırlanıyor. Bu yasa da Uygurların Zorunlu İşçi Olarak Çalıştırılmasını Önleme Yasası. Bu düzenleme ile insan haklarına aykırı şekilde ve soykırım suçları kapsamında değerlendirilebilecek şekilde Uygurların emeklerinin köle gibi kullanılmaması için şirketlerin üstleneceği sorumlulukların artacağı belirtiliyor. Yasa taslağında, adı geçen şirketler arasında Hong Kong Merkezli Esquel firması da bulunuyor. Bu şirket Doğu Türkistan’daki fabrikalarında Calvin Klein, Esprit, Nike ve Tommy Hilfiger gibi markalara üretim yapıyor.
Adil Çalışma Örgütü’nün bu yıl hazırladığı raporda da Doğu Türkistan’da yaşananlara dikkat çekiliyor. “İnsanların zorla çalıştırılması ve temel insan haklarının ihlal edildiği” bölgede Esquel gibi firmaların üretimlerini durdurmaları çağrısında bulunuluyor. Bugüne kadar şirketlerin bu konuda herhangi bir değerlendirmesi bulunmuyor. Çalışan Hakları Konsorsiyumu şirketlerin bölgede Çin’in baskıları nedeniyle zor durumda kaldığını belirtiyor. “Kimse bu yaşananları savunamıyor. Bölgede gerçek denetim yapacak bir organizasyon da yok. Bu nedenle şirketler olaylara doğrudan bakmamayı tercih ediyor” tespitini yapan örgütün yetkilisi Scott Nova, Çin’in hala ‘en ucuz işgücü’ olma avantajını kullanmaya çalıştığını vurguluyor. Nova, bu nedene şirketlerin ortada çok güçlü veriler olmasına rağmen pazardaki güçlerini koruma adına moral değerlerin göz ardı edildiğini söylüyor.
2018 yılından bu yana Doğu Türkistan’da insanlar sudan gerekçelerle toplanıp kamplara götürülüyor. Kamplara götürülmelerinin iki temel amacı var Çin Hükümeti için. İlki Doğu Türkistan’daki işgalini kalıcı hale getirmek. İkincisi de ekonomik gücünü ayakta tutabilmek için Uygurları köle gibi kullanmak. Son dönemde artan ABD-Çin gerilimi ve virüsle oluşan ekonomik yavaşlamanın markaların insan haklarına sahip çıkma adına elini güçlendirebileceğini söyleyen Nova’ya göre Çin’e baskı yapmanın tam zamanı. Nova, “Eğer markalar zorla işçi kullandırılma yöntemlerine göz yummaktan vaz geçerse bu köklü bir değişime neden olur ve hayatlar kurtarılır. Bu şirketler için büyük bir sınav. Bugüne kadar insan haklarına saygılı olduklarını söylüyorlardı. Bakalım bu doğru mu?” diyor.
Uygur Hareketi’nin Kurucusu ve Direktörü Rushan Abbas da bundan bir süre önce Amerikan Kongresi’nde konu hakkında yaptığı açıklamada dünya markalarını buna dur demeye çağırmış aksi takdirde tarihte bu zulme sessiz kalanlar olarak geçeceklerini söylemişti.
(Derleyen Abdulhakim Idris)