Dünyadaki bütün çocuklar bu hafta sonu ‘Babalar Günü’nü kutluyor. Ancak, Çin Komünist Partisi’nin Doğu Türkistan’da Müslüman Uygur Türklerine yok etme adına Nazilerden ilham alıp inşa ettiği toplama kamplarındaki milyonlarca Uygur Baba, böyle bir güzel günü daha evlatlarından ayrı geçiriyor. Komünist diktanın dinlerinden dillerinden kültürlerinden zorla ayırmaya çalıştığı ve köle gibi kullanmaya çalıştığı babalar için gurbetteki çocukları Çin zalimine bu zulme bir kez daha dur çağrısında bulunuyor. Uygur çocuklar, “Artık babalarımızı bırakın, onların ailelerine kavuşmasının zamanı geldi!” diyor. Babası 2017 yılında kaçırılan Uygur gencinin baba hasretini anlatan şu sözleri yürek dağlıyor, “Sokaklarda yürürken babamın sesine benzeyen sesleri duyunca yıkıldım, göz yaşlarımı durduramıyorum”
Bu çağrıya destek veren Uygur Hareketi (Campaign for Uyghurs) Uygur gençlerinin hissiyatlarını paylaşıyor. Uygur Hareketi’ne ‘Babalar Günü’nü nedeni ile ailesinin yaşadığı zulmü anlatanlardan Abdurrahman Satuk, 2018 yılından beri babasından haber alamadığını söylüyor. Türkiye’de Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünde okuyan Satuk, babasının Çin’in inşa ettiği nazi toplama kamplarında işkence gördüğünü anlatıyor. Satuk’un verdiği bilgilere göre babasının toplama kamplarına gönderilmesinin tek gerekçesi oğlunun 2015 yılından beri Türkiye’de yaşaması ve orada eğitimine devam etmesi. Zalim Komünist dikta, oğul Abdurrahman’ı geri getirtmek için abisini rehin alıp ona mesaj gönderiyor. Ancak, Satuk bu talebi geri çeviriyor. Çünkü aynı şekilde geri çağrılan bir arkadaşı memleketine döndükten sonra hapse atılıyor ve akıl almaz işkencelere maruz kalıyor. Satuk’un arkadaşı bu işkencelere dayanamayıp vefat ediyor. Oğlu Abdurrahman için kendini feda eden kahraman babası 2 yılı aşkın bir süredir toplama kamplarında Çin’in zulmü altında. Satuk, bütün dünyanın faşist Çin’in zulmüne artık dur demesi gerektiğini söyleyerek, “Babamın sesinin üç yıldır hiç duymadım. Nerede nasıl olduğunu bilmiyorum. Ben de herkes gibi bu güzel günü onunla birlikte geçirmek isterdim. Çocuklarıma onların da diğer çocuklar gibi dedesi olduğunu göstermek istiyorum” diyor.
46 yaşındaki Elijan Mahmut’un kızı Sheyide Ali de baba hasretini yaşayan bir başka Uygur genci. Baba Elijan Mahmut iki kız çocuğunu yurt dışına okumaya gönderiyor. Onları gurbete gönderirken yeniden bir araya gelme ümidini taşıyor. Ancak zalim Çin’in Doğu Türkistan’da toplama kamplarına Uygurları göndermeye başladığı dönemde Mahmut da komünist diktanın hedefi haline geliyor. Kızı ile 2017 yılının mayıs ayında son kez görüştükten sonra kendisinden bir daha haber alınamıyor. Babasının kamplara gönderildiğini öğrenen Sheyide Ali’nin dünyası yıkılıyor. “Üç sene boyunca her gün bir bekleyiş ve acılar içinde geçirdim. Sokaklarda yürürken babamın sesine benzeyen sesleri duyunca yıkıldım, yaşlarımı durduramadım” diyerek düşüncelerini dile getiriyor. Babasının bütün ömrünü çocuklarına adadığını söyleyen Sheyide Ali, “Şimdi onun sağlık durumu nasıldır? Nasıl bir yerdedir diye düşünüp ağlıyorum. Babamın tutuklanmasından sonra akrabalarım bile korkudan benimle konuşmadı. Her doğum günü her özel gün benim için artık hüzün günü oldu. Her seferinde belki seneye babama kavuşurum diye umutla geçirdim” diyor. Bu sene babasına ulaşma imkanı olsa ona şöyle söylemeyi istiyor Sheyide Ali, “Seni çok özledim baba, sen bizim için yıllarca çok yoruldun, sen benim kahramanımsın” Bu babalar gününe de ondan ayrı geçirmenin hüznü ile Seyhide Ali, “Babam beni duyamıyor ama ben yine de şunları söylemek istiyorum. Babacığımı sen dünyanın en güzel insanı olmana rağmen haksızlığa uğradın. Neredesin bilmiyorum ama senin özürlüğe kavuşman için hiç durmadan çalışmaya devam edeceğim bütün hikayeni dünyaya anlatacağım” sözleri ile hissiyatını duyuruyor. Bütün dünyaya seslenen Sheyide Ali, “Bütün babalara, babasının seven insanlara söyleyeceğim şudur ki: Bütün babalar özgürce yaşasın. Lütfen benim gibi babası hayatta iken sesini duyamayanlara kulak verin! Babamı suçsuz yere cezalandırıyorlar. Lütfen davamıza kulak verin, adaleti aramamıza yardım edin. Babam da özgürlüğüne kavuşsun, bu güzel günü kutlayabilsin ailesi ile” çarsını yapıyor.
Hem babası hem de abisi Komünist Parti tarafından tutuklanan Nursimangül Abduraşid, Çin’in ailesine zulüm ettiği Uygurlardan. Nursimangul’un babası Abdureşit Tohti 54 yaşında ve onunla birlikte üç evlada sahip. Nursimangul’ün hem babası hem ağabeyi hem de kardeşi Pekin hükümetinin suçsuz yere kamplara gönderdiklerinden. Baba Abdureşit Tohti ve oğlu ile Mohamedali 2017 yılının haziran ayında tutuklanıyor. 3 çocuk babası Emetcan ise 2016 yılında tutuklanıyor. Emetcan, geçen günlerde gazetelere yansıdığı gibi Çin Komünist Partisi tarafından hazırlanan listeden zorla suç seçtirilerek 7 yıl hapse mahkum ediliyor. Baba Abdureşit ile 2 çocuk babası Mohamedali de 2017 yılından beri hapiste. Nursimangul, “Çin hükümetinin insan haklarını ihlal ederek Uygur Türklerine yönelik baskıcı politikasını sonlandırmasını ve babam, ağabeyim ile kardeşimi bir an evvel ailesinin başında olmasını istiyorum. Onlar bir an önce çocuklarına kavuşsun artık” diyerek düşüncelerini dile getiriyor.
2018 yılında tutuklanarak toplama kamplarına gönderilen Yusuf Huşurun’un oğlu Ömer Yusuf ise, “İki yıl önce babamın tutuklandığını öğrendim. Babam şeker hastasıydı hapishaneden farksız toplama kamplarında kalması mümkün değil. Onun orada kalması tam bir işkence” diyerek üzüntüsünü aktarıyor. Dünyadaki diğer evlatlar gibi kendisinin de babası ile birlikte bu özel günü geçirmeyi istediğini söyleyen Ömer Yusuf sesini duyamayacak olsa da kıymetli babasına şöyle sesleniyor, “Babacığım sizi çok özledim, sesini duymak o mübarek ellerinden öpmek istiyorum. Sana doya doya sarılmayı çok isterdim”
Bugün, Çin Komünist Partisi’nin vahşi kapitalist emelleri uğruna Doğu Türkistan’da soykırım yaşanıyor. Milyonlarca Müslüman Uygur Türkü ve diğer Müslümanlar sırf kendi dillerine dinlerine ve kültürlerine sahip çıktıkları için yok edilmek isteniyor. Bütün dünyanın babalar günü kutladığı bugünler de mazlum Doğu Türkistan halkı dünyaya bu zulmün durdurulması için bir kez daha çağrıda bulunuyor.