Kaynak: QHA
Çin’in sistematik baskı ve asimilasyon politikalarına devam ettiği Doğu Türkistan’da Uygur Türklerinin köle işçi olarak çalıştırılması konusuna ilişkin Uygur Hareketi sivil toplum kuruluşundan yeni açıklama geldi. Uygur Hareketi, Çin aleyhinde açıklama yaptıktan sonra kaybolan Miradil Hasan’ın ifadelerine yer vererek “Araştırmalarımız sonucunda, fabrikanın toplama kamplarından getirilen 20.000’den fazla işçisi olduğu ortaya çıktı.” dedi.
Uygur Hareketi (The Campaign for Uyghurs), bugün Uygur Türklerini köle gibi kullanan tekstil firmalarına ilişkin araştırmaya dayandırılan bir bildiri yayımladı. Yapılan açıklamada, daha önce Çin aleyhinde ifadeler kullandıktan sonra kaybolan Uygur Türkü Miradil Hasan’ın, Doğu Türkistan’daki Aksu kentinde Huafu Tekstil Fabrikasının yerel yönetimle işbirliğine girerek toplama kamplarındaki tutukluları zorla çalıştırdığını söylediğine yer verildi.
“O FİRMANIN TOPLAMA KAMPLARINDAN GETİRİLEN 20 BİNDEN FAZLA ÇALIŞANI VAR”
Açıklamada yer alan ifadelere göre Uygur Hareketi’nin yaptığı araştırmalar sonucunda, firmanın toplama kamplarından getirilen 20.000’den fazla işçisi olduğu ortaya çıktı.
KAYIP UYGUR TÜRKÜ, FABRİKANIN YEREL YÖNETİMLE İŞBİRLİĞİ YAPTIĞINI SÖYLEMİŞTİ
Çin’de kaybolan Miradil Hasan, yaptığı söz konusu açıklamasında, Çinliler tarafından işletilen Huafu Tekstil Fabrikasında Uygur gençlerinin çok düşük ücretle çalışmaya zorlandığını, fabrikanın belirli çıkarlar için yerel yönetimle ortaklık kurduğunu ve kamptaki tutukluları zorla çalıştırılmak üzere fabrikalara götürdüğünü dile getirmişti. Aksu Uçturpan ilçesindeki ilgili yetkililer ise bu konu hakkında bilgi vermeyi reddetti.
UYGUR HAREKETİ O ŞİRKET İLE GÖRÜŞTÜ
Uygur Hareketinin açıklamasının devamında kaydedilen ifadeler ise şöyle:
“Elde edilen bilgilere göre, 2011 yılında kurulan Huafu Tekstil Şirketinin Doğu Türkistan’ın Aksu İlinde 12 tane fabrikası bulunmaktadır. Huafu Şirketinin Aksu’daki şubesine ulaşamadığımız için şirketin Shenzhen ofisini aradık. Şirketin genel durumu hakkında bilgi istememiz üzerine şirket personeli, şirketin Zhejiang ve Shenzhen ofisinde esas olarak idari ve satış hizmetinden sorumlu 100’den fazla çalışanı olduğunu, Aksu şubesinde ise ağırlıklı olarak tekstil hammaddeleri ve ekipmanları üreten 30.000’den fazla çalışanı olduğunu söyledi. Şirketin Shenzhen ve Zhejiang şubelerinde Uygur olup olmadığı sorumuza şirket personeli ‘hayır’ cevabını verdi ve Uygurların sadece Aksu’daki fabrikalarda işçi olarak çalıştığını belirtti. Ayrıca şirketin Aksu’daki fabrikalarında kamplardan getirilen tutukluların olup olmadığını sorduk, sorumuza ‘evet’ cevabını verdi ve toplama kamplarından gelen işçi sayısının 20.000’den fazla olduğunu kaydetti.
Kamptan gelen tutukluların, hangi koşullarda ne kadar ücret ve ne tür anlaşma ile çalıştığını sorduğumuzda, şirketin Zhejiang’daki genel merkez ile görüşmemiz gerektiğini söyledi. Ancak merkez ofisteki üst düzey yönetici bu konuda bilgi verilemeyeceğinin altını çizdi.
Bunun yanı sıra Aksu’lu bir kızın Huafu Tekstil Fabrikasında zorla çalıştırılmakta olduğu bilgisi üzerine tarafımızca yapılan araştırmalar sonucu, Hanzohra Saidahmet ve Arzugul Samet adlı iki kızın toplama kamplarından tahliye edilip bir gün sonra çalıştırılmak üzere fabrikaya zorla götürüldüğü yerel polis memurları tarafından teyit edildi.”
