Uygur Hareketi, (Campaign for Uyghurs – CFU) Ramazan Bayramı nedeniyle bir duyuru yayınlayarak Müslüman Dünyası’nı Doğu Türkistan’da yaşanan zulme karşı duyarlı olmaya çağırdı. Dünya çapında yaklaşık 2 milyar Müslümanın manevi anlamda yenilenme mevsimini yaşamayı kutladığı belirtilen duyuruda “Bu mübarek gün oruç tutmanın sona erdiği ve imanların tazelendiğinin kutlandığı bir gündür. Bir çok Müslüman bugünü ihtiyacı olanlara destek ve Allah’a dua ederek geçirmektedir. Uygur Hareketi de hem Doğu Türkistanlılara destek olma hem de dualarda Uygur halkının akıllara gelmesini ve dualarda ilk başta yer almasını rica etmektedir.” denildi. Çin komünist rejiminin tarafından suç olarak görülen ve zulüm gerekçesi yapılan hatta soykırıma kadar varan insanlığa karşı işlediği suçlarda bahane olarak kullandığı unsurlardan birinin de bugün dünyanın dört bir tarafındaki Müslümanlarla aynı inancın paylaşılması olduğu vurgulandı. Açıklamanın detayları şu şekilde:
Bugün milyonlarca Uygur, İslam dinin gereği olan ibadetlerini yerine getiremediği gibi bu kutsal güne iştirak edememekte ve kendi inancı doğrultusunda yaşayamamaktadır. Çin Komünist Partisi, her ne kadar Uygurları hedefe koymuş gözükse de aslında İslam’a ve bütün Müslümanlara karşı saldırmaktadır. Doğu Türkistan’daki soykırımın İslam inancı ve onu uygulayanlara karşı bir soykırım olduğu giderek daha da belirgin şekilde ortaya çıkmaktadır. Bu durum ise bayram neşesine gölge düşürmektedir.
Uygur Hareketi İcra Direktörü Rushan Abbas, “Ramazan Bayramı’nın kutlanması dünyada İslam’a inanların dayanışmasının göstergesi açısından önem taşımaktadır. Bu dayanışma, adaletsizliğe ve ayrımcılığa karşı en büyük savunmamızdır. Bu aynı zamanda, inançları ve kültürleri nedeniyle toplumlara zarar veren otoriter rejimlerle yüzleşmek için fırsat sunmaktadır. Doğu Türkistan’daki Uygurları bahane ederek İslam’ı hedef alan soykırım suçlusu Çin rejimine de bu fırsatı değerlendirerek, bir araya gelmiş kuvvetler olarak durabiliriz. Müslümanlar olarak bunu yapmak bizim sorumluluğumuzdur” açıklamasını yaptı.
Çin’in İslam’a inanmayı ‘akıl hastalığı’ olarak ilan etmekte ve sözde ‘aşırılık yanlısı faaliyetlerle mücadele’ bahanesiyle dini yok etme amacını gizlemektedir. İleri seviyedeki teknolojileri, bugün bir gözetleme silahına dönüştürmektedir. Camiler sistematik olarak yok edilmekte ve toplama kamplarında tutulan Uygurlar, İslam inancından ve kültürlerinden vazgeçmeye zorlanmaktadır. İslam’ı ortadan kaldırılması gereken bir tehdit olarak gören otoriter hükümetler, sadece uluslararası insan haklarını ihlal etmekle kalmamakta, İslam’ı, uygulandığı her yerde tehdit olarak görmektedir.
Uygur Hareketi Program Direktörü Babur Ilchi de “Bugünü kutlarken Allah’ın bize lütfettiği her şey için şükrederken gücümüzü artırması içni de dua etmeliyiz. İnançlarının gereğini yerine getiremeyen Uygur kardeşlerimize destek olma, onların sesini duyurmak için de cesaret ve dayanıklılık dilemeliyiz” dedi.