Bugün tarihler 5 nisan 2020’yi gösterirken, Doğu Türkistan’ın Baren ilçesinde Zeydin Yusup liderliğindeki protestoların 30. yıldönümünü ve Çin hükümetinin acımasız baskısıyla hayatını kaybetten Uygur şehitlerimizi anıyoruz. Uygur halkının 70 yıldır mahrum edildiği özgürlük, adalet ve eşitlik haklarını korumak için hayatlarını kaybeden şehitleri anmak boynumuzun borcudur. Cin Komünist Partisi, Uygurların özgürlük mücadelesini bir terörizm hareketeti olarak gösterip, yaptıkları her türlü insan hakları ihlallerinin üstünü örtmeye calismakdadir.
Çin, 1990’dan bu yana, ‘sert bir saldırı’ kampanyası adı altında Doğu Türkistan’daki Türk Müslümanlara bir direniş uygulamaktadır. Bu tarihten beri Uygurlara yapılan zulümler sürekli artış göstererek kötüye gitmektedir. Özellikle buna bir de COVID-19 salgınını eklersek. Bu virüs Doğu Türkistan’daki kardeşlerimizi ciddi şekilde tehdit etmektedir. Çin komunist partisi Uygur kökenli gençleri, coronavirus merkez ustlerine yakin fabrikalari yeniden açmak ve bu fabrikalarda onlari köle olarak calistirmak uzere Çin topraklarina göç ettirmektedir. Abd gibi demokratik ulkerelerle mal alışverişinde bulunan dünyanın tanınmış 83 firmasi da bu suça ortak olmaktadır. Ve bu olaylar olurken, Han Çinlilerini Doğu Turkistan’a taşınmaya teşvik etmek için Cin hükümeti, Doğu Turkistan’a gideceklere ücretsiz barınma, sağlık ve ücretsiz eğitim teşvik etmektedir. Bütün bu çaba sadece ve sadece Uygur adını Doğu Türkistan topraklardan silmek ve kültürlerini yok etmek için planlanmıştır.
Uygurlar, Kazaklar, Özbekler ve diğer Türk Müslümanlar, Çin liderliğindeki toplama kamplarının ve zorla çalışma tesislerinin bir kurbanı oldular. Ancak bu mücadelelere rağmen umudumuzu kaybetmeyerek adaletsizlikle savaşmaya devam edip, Uygurların özgürlüğü için kendi ve ailelerinin yaşamlarını feda eden cesur ve mübarek ruhları onurlandırmak görevimizdir.
Baren İsyanı Uygur halkının, Cin hükümetinin Doğu Türkistan Türklerinin hak ve özgürlüklerini elinden alarak gerçekleştirmiş olduğu adaletsizliğe karşı savaşma gücünü ve istekliliğini simgeler. Bugün bu direnci hala, ezilenler için savaşan ve sessizliğin sesi olma kararlılığını göstererek bu şehitleri onurlandıran Uygur aktivistlerinde ve savunucularinda gorebilriiz.
Bu kişiler yıllar sonra da olsa, tehlikelere rağmen canlarını hiçe sayan, adaleti ve gercek hakkı savunan insanların izinden gitmektedirler.
Dünyanın dört bir yanındaki Uygur dernekleri, dava için hayatlarını kaybedenleri anmak için gösteriler düzenlemek istiyorlardı ve Uygur Hareketi’de bunlardan biri. Ne yazık ki, su anda küresel bir tehdit olan koronavirüs nedeniyle, gösteriler durduruldu. Bununla birlikte Çin’in bu zulmüne, bagnazligina ve nefretine karşı savaşırken hayatlarını kaybedenleri tanımak, hatırlamak ve onurlandırmak bizim görevimizdir. Hatıralarınız bizde ve eylemlerimizde yaşayacak.
